Frm Oku ll Aradığınız Herşey Bu Adreste
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Frm Oku ll Aradığınız Herşey Bu Adreste

Frm Oku ll Aradığınız Herşey Bu Adreste
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Evrim Akın Röportajı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
gαяiñ
Site Kurucusu
Site Kurucusu
gαяiñ


<b>Frm Oku Para Puan</b> Frm Oku Para Puan : 26907
<b>Aldığı Teşekkür</b> Aldığı Teşekkür : 1
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 146
<b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 13/11/09

Evrim Akın Röportajı Empty
MesajKonu: Evrim Akın Röportajı   Evrim Akın Röportajı EmptyC.tesi Kas. 21, 2009 10:42 am

Evrim Akın Röportajı LiveImages%5CG%C3%BCzelim%5Cevrim%20ak%C4%B1n%5C2FFU1475-evrimak%C4%B1n
Yeteneğin önünde kimse duramıyor

Avrupa Yakası” dizisinde canlandırdığı “Tiki Selin” rolüyle yıldızı
parlayan Evrim Akın, son bir yıldır büyük ilgi gördüğü için FOX’ta
sürekli tekrarı yayınlanan “Bez Bebek” dizisindeki performansıyla
dikkatleri üzerine çekiyor. Küçükler kadar büyükleri de ekran başına
toplayan, senarist Nil Banu’nun kaleme aldığı FOX’un fantastik
dizisinde Akın, 100. yaş gününde doğumgünü hediyesi olarak insan olmayı
dileyen ve bu isteği gerçekleşen “Nana” isimli bir bez bebeği oynuyor.
Oyunculukta 10 yılı geride bırakan 28 yaşındaki Akın, “Oyun oynamayı
çok seviyorum. Eğer bu işi yapmazsam, ruhsal olarak hastalanırım” diyor.
Bez Bebek dizisinde oynayan Evrim Akın, “Bu piyasada yıllardır tek
başına ayakta durmaya çalışıyorum. Beni kollayan, bir abim falan yok.
Ama şunu öğrendim ki, yeteneğin önünde kimse duramıyor” diyor.

“Avrupa Yakası”ndan sonra bir yıl ara verdiniz ve bir fantastik diziyle döndünüz. Bu kararı verirken neler belirleyici oldu?
Hiç pedagojik alt yapısı olan bir dizi teklifi gelmemişti. İçimdeki
çocuğu kaybetmediğim için onu bir şekilde yansıtmak istiyordum. Diziyi
kabul etmemdeki en büyük nedenlerden biri buydu. Diğeri de
senaristimizin Nil Banu Engindeniz olması, yani kadın olması. Çünkü
kadını, kadından daha iyi kimse anlamaz.
Rol arkadaşınız Tan Sağtürk nasıl bir partner?
Başta insan olarak çok düzgün, tüm egolarını yemiş, yutmuş bir adam.
Onun yerinde olsam, yıllarca Fransa’da, Türkiye’de başbaletlik yapmış,
okulları var, egom benden bir iki adım önden gidebilirdi. Tan, bunların
ötesinde düzgün ve beyefendi… Onunla çalışmaktan keyif alıyorum. Çocuk
oyuncularımız da kendi çocuğum gibi… Yemek yemelerinden, okumalarına
kadar başlarındayım.
Diziniz o kadar çok yayınlanıyor ki, hele bir dönem, ne zaman kanalı açsak sizin dizi vardı… Bu konudan memnun musunuz?
Tan (Sağtürk) bir şey anlattı geçen gün… Yurtdışından bir arkadaşı
gelmiş, “Aaa Bez Bebek TV’de FOX diye bir iş var” demiş. (Gülüyor)
Kanalın böyle bir politikası var, bir şey diyemiyoruz. Ben bu durumdan
çok hoşnut değilim, dizinin büyüsü bozulacakmış gibi geliyor. Yüzüm
eskiyor. Tabii, bir de iyi tarafı var. Biz 46. bölüme başladık.
Kafalarda dizi müthiş şekilde yer ediniyor. İkinci bölümü bile
hatırlayan çocuklar oluyor.
Ata Demirer, “Avrupa Yakası”na döndü. Ne düşündünüz?
Sevindim, iyi, güzel… Hümeyra’nın ayrılmasına üzüldüm, saçma geldi bana… Annesiz nasıl olacak ki?
Size tekrar teklif gelse…?
Yok, ben tamamen kapattım o defteri… Hani kitabı okuyoruz ve sayfayı
çeviriyoruz, tekrar başa döner miyiz? Bir şey anlamadıysak döneriz. Ben
çok şey anladığım için dönmeye ihtiyacım yok. Şu an zaten sevilen bir
dizide oynuyorum, kanalımdan da memnunum.
“Avrupa Yakası”ndan problemli bir şekilde mi ayrıldınız yoksa dostça mı?
Kimseyle kötü ayrılmadım. Mesela Gülse (Birsel) ile hâlâ görüşürüm.
Ata’yla (Demirer) görüşürüz. Hatta onun “Osmanlı Cumhuriyeti” filminde
oynayacaktım ama çekim takvimimiz tutmadı. Yönetmenimiz Jale Hanım’la
da görüşürüz.
‘Eski sevgilimle yeniden birlikteyim’
Bir ara evleneceğinize dair haberler de çıktı, bunların aslı var mıydı?
Yani, inşallah… 2,5 yıldır ciddi bir ilişkim var.
İsmi ne?
Söylesem, tanımazsınız zaten… Başka sektörden… 32 yaşında…
Mesleği ne peki?
Gıda ve inşaat… Biz zaten sekiz yıl önce de birlikteydik. Sonra
araya birileri girdi. Onun hayatı yaşaması gerekiyordu. Benim de
yaşamam gerekiyordu. Sonra yıllar sonra tekrar bir araya geldik.
Bizimkisi bayağı bir eskiye dayanıyor. O verdiğimiz ara da, öyle
konuşularak verilmiş bir ara değil. Demek ki, o zaman uygun zaman
değilmiş, bu ilişki içimizde kalmış. Kısmet şimdiymiş. Güzel,
ailelerimizin onayladığı, birbirimize verilmiş sözlerimizin,
planlarımızın, hayallerimizin ve paylaşımımızın çok olduğu bir ilişki…
Birbirimizi beslediğimiz bir ilişki… Beni birçok konuda çok eğitiyor.
Mesela?
Kendisi bir iş adamı… Benim anlamadığım tek şey var; o da insan
yönetmek… Çünkü hep yönetmenler beni yönettiği için, ben yönetilmeyi, o
ise yönetmeyi biliyor. Bana yavaş yavaş yönetmeyi öğretiyor.
Bay doğruyu bulmak artık zorlaştı diyenler çoğunlukta, siz şanslı azınlıktasınız diyebilir miyiz?
Şanslıyım tabii ama bizim de birbirimize karşı hatalarımız olmuyor
değil, oluyor ama bunu tolere etmek önemli… O mesela çok olgun, bana
olgunluğu öğretiyor. Çok çocuk gibi davrandığım oluyordu. Bazı
konularda, özellikle ilişki sözkonusu olduğunda evrimimi
tamamlayamamıştım. Bu seçim ve yetinme meselesi… Her kadın aslında
mutlu olabilir ama ne istediğinizi bilmeniz önemli…
Evlilik tarihi falan konuşuldu mu?
Yok, Antalya’da yaşıyor. Fırsat buldukça yanına gidiyorum,
tatillerde falan birlikteyiz. Zaten Türk aile yapısına uygun yaşıyoruz.
Hiçbir şekilde, biz evli gibiyiz de diyemem. Hâlâ ailemle, annemle
yaşıyorum. Keza, o da kendi evi var ama ailesine yakın oturuyor. Doğum
yeri Türkiye olmamasına, annesi Alman olmasına rağmen babası ona Türk
aile yapısını çok iyi empoze etmiş. İnşallah evlilik ileride olacak.
Terledim valla…
Meslek farklılıkları sorun oluyor mu aranızda?
Gösteri sanatlarıyla uğraşan herkes bilir ki, bu işlerin saati belli
olmaz. İlk başlarda sete gidiyordum. Üç sahnem var, akşama biter
diyordum, gece saat 22.00 olmuş. Konuşuyoruz, ‘Hani bitiyordu?’
diyordu. Bir gün onu alıp sete götürdüm. İş programını eline verdim,
bak dedim nasıl oluyormuş… Baktı ve ‘Ben eve gitmek istiyorum, çok
zormuş’ dedi. Onun da işleri belli olmu-yor. Onun dışında insanların
bana sevgi gösterisinde bulunmasından, gittiğimiz her yerde tanınmamdan
da çok mutlu oluyor. Büyük bir mağrurluk ve olgunlukla beni
taşıyabiliyor. Bu da çok hoşuma gidiyor.
‘Annem anaokulu öğretmeni olacak’
Kendinizi nasıl dinlendiriyorsunuz?
Çok geziyorum. Köylere gidiyorum. Mesela en son Antalya Gömbe
tarafındaydım, oradaki çocuklara kitap götürdüm. Kendi kendime yaptığım
böyle etkinlikler var. Muğla’nın bir köyündeki bir okulda erkek
kardeşim staj yapıyor. Öğretmen olacak, o okulun öğrencilerinin 19
Mayıs kıyafetlerini erkek arkadaşımla aldık.
Anne ve babanızın mesleği nedir?
Memurlar, babam rahmetli oldu. Annem 52 yaşında. Memurluktan emekli
oldu. ‘Ben okumak istiyorum” dedi. Muğla’da çocuk gelişimi okuyor.
Onunla gurur duyuyorum.
Mesleğinize dair ne gibi hayalleriniz var?
Hep bir ‘Hamlet’ takıntım var. ‘Hamlet’i canlandırmak ve hep farklı
rollerle seyirciyle buluşmak isterim. Tek tip bir oyuncu olmayı
istemiyorum. Aç kalmak pahasına da farklı roller oynamak istiyorum.
Yurtdışına yönelik bir çalışmanız olacak mı?
Amerika’ya giden arkadaşlarımı, ablalarım Meltem Cumbul, Sanem
Çelik’i taktir ediyorum ama ben Amerika’da şunu keşfettim. Bir İspanyol
olsaydım, şansım çok fazla olabilirdi. Amerika’da çok İspanyol var ya
da Jamaikalı olsaydım, siyah kesime hitap edecektim. Orada doğup
büyüseydim belki ama sonradan bu işler olmuyor. Ama Türk oyuncular için
Almanya’da şans var. Mehmet Kurtuluş, İdil Ünel, Birol Ünel var
başarılı olan, yine Türk yönetmenler de öyle… Çünkü Almanya’nın yarısı
Türk… Film işi bir pazar, herkes para kazanıyor. Ben böyle baktığım
için Amerika’ya, İngiltere’ye oyunculuk yapmak için gitmek boş hayal
gibi geliyor.
Siz dışardan biraz soğuk görüyorsunuz, bunun nedeni ne?
Genelde beni tanımayanlar “Başta seni çok gıcık buluyorduk ama
tanıyınca öyle olmadığını anladık diyorlar. Bu piyasada yıllardır tek
başına ayakta durmaya çalışıyorum. Beni kollayan, bir abim falan yok…
Ama şunu öğrendim ki, yeteneğin önünde kimse duramıyor. En büyük dost,
abi, abla yetenek… Birlikte çalıştığınız insanların bambaşka yüzlerini
zaman içinde görebiliyorsunuz. Ama bunlara karşı strateji geliştiriyor
bilinçaltı… Bu soğuk duruş bence biraz kazık yemeyle ilgili…

Birsen Altuntaş / Milliyet
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmoku.forum.st
 
Evrim Akın Röportajı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Frm Oku ll Aradığınız Herşey Bu Adreste :: TV Dünyası :: Yerli Diziler :: Bez Bebek-
Buraya geçin: